Yenikapı Diaries

Öyle bir gün geldi ki başka bir dünyaya uyandık. Tarif edilemez bir acıyla dolu, dinlerken bile kahrolduğumuz, gözyaşlarımızın en dokunsan ağlayacak halimizden bile 10 kat daha fazla duyarlı olduğu halimiz. Kime baksam gözlerindeki öfkeyi, acıyı görebiliyor olmak, aynaya bakıyor olmak gibiydi. Acı bizi bir kılmıştı, hepimiz aynıydık artık. Hepimizin kalbi o beton yığınlarının altında sıkışmıştı, soğukta sevenlerini ölü ya da diri çıkarmak için bekleyenlerleydi ruhlarımız. Alana gitmek gibi bir şansım oldu ama göreceklerimden öyle korktum ki gidemedim, ben bir çocuk parkında dizlerinin üzerine düşen bir çocuğa bile bakamıyorum orada gördüğüm olağanüstü acılara katlanamazdım. Belki de bunca km ötede olmama rağmen bu yüzden bu denli adadım kendimi. Yenikapı'da afet koordinasyon merkezinde ilk gittiğim gün bir tıra yükleme yapılırken girdiğim elden ele sırası ruhumdaki bu acıya melhem oldu.
O günden beri yaklaşık 3 haftadır oradayım neredeyse her gün, arada işim izin vermediği için fire verdiğim de oldu ama her neyse. Size oradaki yaşananları biraz anlatmak istedim, bunları yaşamak beni iyileştirdi çünkü, belki sizi de iyi hissettirir diye anlatmak istiyorum. Bundan sonraki günlerimi de günlük şeklinde aktarmak istiyorum yapabilirsem.

Öncelikle oradaki hiç kimseyi tanımıyordum. Barış Manço'nun yeni bir gün şarkısındaki gibi karşı komşu ayşe teyzeler, emekli salih öğretmenler, 5-6 yaşlarındaki bıcır bıcır çocuklar, gençler ve sonra aramıza katılan depremzedeler,herkes vardı orada. Bugün orada aramda bağ kurduğum o güzel insanlar 3 hafta önce hayatımda yoktu. 75 yaşındaki Metin amca eşi Makbule teyze, hayatımda tanıdığım en güzel ailelerden biri olan koli takımı kurduğumuz Ömer abi, Mehmet bi, Hatice abla, Müzeyyen abla, Deniz, Efe, Çağatay, Rabia , Cahit Abi, Kaan abi Sanem abla,minik Selen ve diğerleri. Bu insanlar bu ülkede tanımadığım diğer güzel insanları temsil ediyor benim için ve bu süreçte gördüğüm dayanışma ağındaki tüm insanlar aslında bizim gibi insanlar. Herhangi bir hiyerarşi ve mekanizma olmadan süratle, önüne çıkan engellere rağmen yardıma ihtiyacı olan insanlara ulaşmak için koordine olup çabalayan insanlar. Bu insanları gözümle gördükten sonra ülkeyi kangrenli bir vücuda benzetmekten vazgeçtim. Çünkü kangrende o uzvu kesersiniz ve o uzvunuz artık yoktur, artık budanması gereken bir ağaca benzetiyorum ülkemizi.
Nitekim biz bu insanlarla aile olduk, bunu neden anlatıyorum böyle çünkü yakın zamana kadar yeni birini tanımak bile istemiyordum artık bu ülkede. Bu kadar ümitsiz ve bıkmış bir dönemimde böyle insanların hayatıma kopmaz bağlarla girmesi içimde yepyeni şeyler filizlendirdi. Ben inanıyorum ki bölgedeki insanların yardımına koşanlar içinde oradakiler böyle düşünüyor. Örneğin Hatay'daki sevgi parkında halkın sol örgütleri sahiplenmesi, onlarla aile olması. Bize o bölgeden gelen arkadaşlarımız bu konuda öyle şeyler anlatıyor ki gözlerimiz doluyor dinlerken. Öyle bir sahiplenme ve bir olma durumu var ki halkta bu birlik bize bambaşka kapılar açacak, bizi bu karanlıktan çıkaracak.
 Evet anadolu hala bir çukur, evet cehalet en büyük düşmanımız. Ama unutulmasın ki bu cehalet inşa edilmiş ve istenen bir cehalet. 20 yıllık bir siyasal islam deneyiminden sonra bir daha bu topraklara asla uğramayacaktır, bundan kesinkes eminim. 3 ay sonraki seçimde sadece bir cumhurbaşkanı seçmeyeceğiz, cumhuriyeti yeniden kuracağız aslında. Ve bu kez Atatürk'ün ömrünün yetmediği şeyi yapacağız sağcılığı bitireceğiz bu topraklarda. Antidemokratik tüm unsurları yok edeceğiz, herkes medeni bir insan gibi yaşamayı öğrenecek. Gökten geldiği iddia edilen kitaplara göre değil, anayasaya ve kanunlara uygun, taptaze bir ülke inşa edeceğiz. Ben yenikapı'da tanıştığım insanlara bakınca bunu görüyorum. Bizim bunu yapmaya gücümüz ve daha önemlisi isteğimiz var. Kalk bunu anadoludaki insana anlat diyebilirsiniz, öğrenecekler arkadaşlar. İnsanlık taşı taşa vurarak ateş yakmayı öğrenmiş bugünlere gelmiş, o cehaletin pençesinde ona hizmet eden bu insanlara da bu durumu anlatacağız. Sağcılar kadar propaganda yapamayacakmıyız, daha fazlasını yapacağız Ve günlük pratikte bunu gösteremeyecek miyiz, elbette göstereceğiz. Enseyi karartmaktan vazgeçtim ben artık. Ve andım olsun ki bunun için kendimi adamaya da hazırım ve görüyorum ki hepimiz hazırız. 

Kirli iktidarlarını sürdürmek için nafile çabalarda olanlara kulak asmadan birbirimize kenetlenerek önce demokratik zaferimizi kazanıp, sonra tüm bu acıları bize yaşatanlara bunların hesabını sorup yepyeni bir ülke inşa edeceğiz, o güne kadar da depremzedeleri de unutmayacağız. O insanların uzun bir süre yardıma ihtiyacı olacak, artık teyakkuz halinde olmamız ve dayanışmayı asla kesmememiz gerekiyor, yorulmadan ve bıkmadan.

Dayanışmayla ve sevgiyle...

Comments

Popular Posts