Yenikapı Diaries -2

Yenikapı afet koordinasyon merkezinden ekseriyetle her akşam olduğu gibi Ömer Abi, Mehmet Abi, Müzeyyen  Teyze, Hatice Teyze ve Emine Teyze ile çıktık Marmaray'a doğru yürürken onların evlerine giden sokakta ayrıldık tam kulaklığımı takacakken radyodan olduğunu tahmin ettiğim bir ses, Antakya'daki yıkımı anlatıyo ve 3 erciyes dağı büyüklüğünde enkaz olacağını anlatıyordu konuşan kişi. Erciyes dağını gördünüz mü bilmiyorum. Büyüklüğü heybetine yansıyan yanından geçtiğinizde dünyada dağ ile başbaşa kaldığınız ve etrafınızda başka hiçbir şey göremeyeceğinizi düşündüren bir büyüklükte bir dağ. Bundan 3 tanesini düşünün, dünyadan nasıl koparıldıklarını hissedeceklerini tahayyül edin. Dostoyevski'nin Sibirya sürgününde Hegel'in Sibirya'yı yaşamın dışında, zamanın olmadığı,zamanın dışında bir hiçistan olarak betimlediği yazısını okurken ağladığını düşünün.Hatay'dakilerin durumu tam olarak bu. Bir şehir baştan aşağı yıkılmış, mitolojik hikayelerde okuduğumuz bir kavmin, bir şehrin yok olması gibi yok olmuş durumda şu an. Ve bu felaketten sağ kurtulanları bekleyen travmaların başında da bu geliyor. Yaşamdan kopmak, zamanın dışına çıkmak kendi gerçeklikleri öyle sert ve onları çıplak elle boğuyor ki bizim onları anlamamız mümkün olmayacak, yeryüzü nasıl 7 8 metre oynadıysa bizim gerçeklik algımız da böyle oynadı bu depremle. Onlar ile bizim aramızda artık kavrayamayacağımız bir gerçeklik kırılması var. 
Dünden beri bebekler için hijyen kiti hazırlıyoruz. Bir bebek daha konuşmayı geçtim yürüyemiyor bile, minnacık bir insan bu felaketten çıkmış ve onun için yağ, şampuan, pişik kremi, biberon koyuyoruz.Biberonu koyarken belki de annesini kaybetti diye gözlerimiz doluyor. Kadınlar için en ince ayrıntısına kadar düşünülen hijyen kitleri ve gene oradaki tüm depremzedelerin en azından karınlarını doyurabilmesi için hazırlanan gıda kolileri bize biraz olsun onların hayatını kolaylaştırmaya çalıştığımız için bir parça huzur veriyor,bunu yazarken biraz utanıyorum ama işin bu kısmı da var. Oradaki gönüllülerin canla başla çalışmasının altında yatan tek motivasyon bu aslında. Bir bebeğin o şartlarda nasıl olabilir bilmiyoruz ama en azından hiçbir eksiği olmasın, hepsinin boğazından sıcak bir lokma geçsin,kadınlar muayyen günlerinde zorluk çekmesin,bu felaketi hep birlikte gerimizde bırakmak için canla başla dayanışmayla uğraşalım diye her gün yenikapı afet koordinasyon merkezinde buluşuyoruz.

Ve inanın sosyal medya kadar güçlü bir platform kuruldu orada, afad istanbul'u hatay ile görevlendirdiği için biz direkt olarak hatay halkının ihtiyaçlarına kanalize olmuş bir şekilde çalışıyoruz. Sizi de yanımıza bu dayanışma ağını büyütmeye çağırıyoruz. Gelin birlikte dokunalım bu felaketzede insanların hayatlarına, unutmayalım yarın aynı durumda olan afetzedeler biz olabiliriz. 

Dayanışmayla. 

Comments

Popular Posts