4 in the morning

 Boşluğunu doldurmak istemiyorum ama benimle konuşmalarını gerçekten istediğim insanlar var. Bu yüzden kıskanır mısın bilmiyorum, konuşmayı öğrenmeye başladığım her insan bir yeni lisan oluyor ve her yeni lisanda harflerin sanki kıvrımları oluşuyor. Sadece senin adını ve soy adını oluşturan harfler aynı kalıyor, diğerleri mevsimlere, hava şartlarına, o gün yediğim kruvasana, kahvenin yapıldığı çekirdeğe göre değişiyorlar.

Yaşadığım odayı değiştirebilme şansım olsa, bulutları ve yıldızları en rahat görebildiğim yere çekerdim yatağımı. İkimiz için çok büyük planlarım var. Sonsuza kadar ölmeden yaşayabileceğim bir yer olsaydı eğer ahşap olurdu her şeyi, çünkü adamın biri *ısıyı iletir* demişti. Dokunmadan sevebilecektim yani seni.
Ellerin zamanla yufka gibi olacaktı, incecik. Onları güneşe tuttuğunda damarlarını seçebilip, teker teker öpecektim hepsini.
Dedim ya, ikimiz için çok büyük planlarım var.
Gözlerinden öpmeyi düşünmenin, nasıl bir şey olduğunu sen düşün artık.

Comments

Popular Posts