Soothe My Soul
”En azından..” diye başlayan cümleler gelecek bunun arkasından biliyorum. O zaman da acımıştı, o zaman da sağmıştım ruhumu. Yalnız kendine öncülük ettiğin “bir teselli yuvası” diyeceksin bu asfaltlara, bu kaldırımlara, bu duvarlara ve duvardan da sert insanlara. Gökyüzünü arayacak gözlerin, karanlık. Ne şanssızlık! Acı insanın başına neden kötü havalarda gelir?
Kabul etme süreci diyorlar buna. Elbette sen “Yüz yetmiş kilometre hızla gidiyordum; ama burası otoban değilmiş” demekte özgürsün. Müthiş bir kaza, fevkalade bir enkaz. En azından.. diye teselli bulacaklar onlar da, “canına bir şey olmamış.” Ruhunun bir karadeliğe gitmiş olması önemli değil. Benim için de önemli değil. İnsan neyle yaşar sorusunun cevabını yapıştırıp Tolstoy’u mezarında döndürecek değilim.
Ama insan neyle yaşayamaz biliyorum: Benimle.
Yalnız kalamadığımda iyi biri olamıyorum. Bugün ahlak kavramını araştırdım. O yüzden iyiliği de anlamıyorum. Günleri kurtarıyorum.
Dedim ki: “Sizi kendimden sakınıyorum.” Bu asfaltlara, bu kaldırımlara, bu duvarlara, benden bile sert insanlara. Gökyüzünü aradı gözlerim. Yüzü yokmuş karşıma çıkmaya.
Birinin başına gelmem gerek.
Bela okunmamış birinin başına.
Comments
Post a Comment